Dizel partikül filtresi, duyulmakta olan ancak nasıl çalıştığı pekte bilinmeyen bir parçadır.
Avrupalılar genel olarak dizel ile çalışan araçları sevmektedirler. Aslında bu durumda çokta şaşılacak bir durum değildir. Elektrikle ve hibrit olarak çalışan otomobillerin, hem menzil açısından hem de fiyat açısından kat edebileceği daha çok yol vardır. Ayrıca benzinli turbo modellerde günümüzde yollarda üreticilerin müşterilerine bildirdiklerinden çok daha fazla yakıt tükettikleri de bir gerçektir.
İşin içine dizel motorlar girdiği zaman Citroen’in Cactus modelinden Mercedes’in CLA’sına kadar hatta BMW X3 gibi SUV’lar bile benzin ile çalışmakta olan kardeşlerine kıyasla daha ekonomik bir çözüm sunabilmektedirler.
İstenirse dizel ışık lambası yanar yanmaz ok gibi fırlamak deyiminde olduğu gibi bir ada 100 km hıza ulaşılsın, istenirse ev eşyaları bir şehirden başka bir şehre taşınsın; turba beslemeli özellikte olan dizel motorlar, kullanıcıları için en mantıklı olanlarıdır. Ancak bu noktada belirtilmesi gereken; dizel motorların bakımlarının, benzinli motor bakımlarına kıyasla bir miktar daha masraflı oldukları gerçeğidir.
Durumu örneklendirerek anlatmak gerekirse; dizel araçların egzoz sisteminin en önemli parçalarından birisi olan dizel partikül filtreleri yani kısaltılmış ismiyle DPF’ler işlevlerini yerine getiremez duruma geldiklerinde, araçta kullanılmakta olan modeline göre değişiklik göstermekle birlikte 1500 TL ila 3000 TL arasında değişen masrafı olmaktadır.
DPF’lerin tarihine göz atmak gerekirse; partikül filtrelerinin 1980’li yıllardan itibaren yol amaçlı kullanılmayan bir takım araçlarda da kullanıldığı sonucuna varılmaktadır. Son otomotiv teknolojisi ile üretilmiş olan araçlara ve kamyonlara 1980’li yılların ortalarından itibaren takılmaya başlanmıştır.
1987 yılında yürürlüğe girmiş olan California Yük Kamyonu Kanununa göre; Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyanın geri kalan ülkeleri de dahil olmak üzere turbo beslemeli olan dizel araç motorları için bu kanunu kendilerine baz alarak DPF zorunluluğu getirmişlerdir.
DPF’lerin çalışma prensibine bakıldığı zaman, düşük emisyon değerlerini yakalamak amaçlı üretilmiş olan bu parçalar ayrıca gazı sonuna kadar kökleyerek kullanan sürücülerin egzozdan siyah duman attırmasında bir numaralı sebeptir.
Yukarıda resimli olarak anlatılmış şekliyle, bu aletin tüm içeriği gösterilmektedir. Kısacası dizel partikül filtresi parçası, aracın egzoz sisteminin bir parçasıdır. Temel görevi, egzozdan çevreye çıkmakta olan zararlı nitelikteki gazların emilimini ve minimum seviyeye indirgenmesini sağlamaktadır.
Olaya dışarıdan bakıldığında DPF’nin çok önemli bir görev üstlendiği düşünülmese de aslında çok mühim bir görevi üstlenmektedir.
Tüm tüketim maddelerinde olduğu gibi DPF’ninde üreticileri de; sürücünün aracı normal şartlarda kullandığını varsayarak ne kadar süre dayanabileceği konusunda bir garanti vermektedirler. Birtakım tıkanma sorunları ve yanlış rejenerasyon işlemleri yüzünden bu parça geriye dönülemeyecek seviyede hasar görebilir durumu ulaşabilir. Fakat bu gibi durumlar, genellikle sürücünün makinenin rejenerasyon sürecini tamamlamasına izin vermediği durumlarda gerçekleşebilmektedir.
Yukarıda bahsedilen durumların kötü şekilde sonuçlanabilmesi hakkında, en bilindik senaryolar şu şekilde gerçekleşmektedir; genel olarak kısa mesafeleri kat eden sürücülerin devamlı düşük hızda seyretmesi (köprü trafiği vb. kaynaklı olarak) DPF’nin rejenerasyon sürecini sağlıklı olarak tamamlamasına imkan sağlamamaktadır. Böylece filtrenin toplamış olduğu kurumu yok eder.
Bu parça aslında çok basit görünmesine karşın, metal kabuğunun alt kısmında karmaşık olarak nitelendirilebilecek pek çok sıvı ve katı bileşeni barındırmaktadır. Bu parça daha çok karbondan mikro küreler içermektedir. Böylece benzin yüzünden atıklaşmış olan kurumu yoğunlaştırır ve sıkıştırır. Gerçekleşen bu yoğunlaşma esnasında DPF, dizel yakıtın yanması esnasında oluşmakta olan birçok zararlı maddenin büyük oranda azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Resmi kaynaklarca paylaşılan bilgilere göre bu oran en az %80’dir.
Son yıllarda Alman markalı otomobil üreticilerinin otomotiv sektörüne bir hamlesi olarak AdBlue isimli katkı maddesi piyasaya sürülmüştür. Bu katkı maddesi egzoz sisteminin içine nüfuz ederek DPF’nin görevini bir nebze olsun hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Bu katkı maddesi ayrıca dizellerde yanma olayının etkinleşmesine ve EGR (Egzoz Gazı Sirkülasyon)’nin çalışmasına yardımcı olmaktadır. Böylelikle araç büyük oranda yakıt tasarrufu sağlamaktadır.
(0) Yorumlar